Anadolu Yakası’nın Tarihi Camileri
Kültür ve sanat şehri İstanbul, birbirinden güzel camileri ile kentin kültürüne katkı sağlamaktadır. Camileri, muhteşem mimarileri, gökyüzüne kadar uzanan minareleri; tarihi ve kültürel açıdan, şehrin önemli tarihi eserlerindendir.
İstanbul Anadolu Yakası’nda da şehrin önemli tarihi eserleri arasında sayılan camiler yer almaktadır. Bölgedeki camiler, mimarisi ile olduğu kadar tarihi dokusu ile de ilgi görmektedir.
Osmanağa Camii
Cami, Kadıköy ilçesinin en tanınmış camisidir. Balık pazarının hemen yanında, Altıyol’a çıkan yolun üzerinde yer almaktadır. Küçük fakat huzur veren bir yapıya sahiptir.
Caminin banisi yani yaptıranı Osman Ağa’dır. Mekke ve Medine ahalisine gönderilen hediyeler arasında bulunan ve kendi buluşu olan emsalsiz buhurdan dolayı, Buhuri Osman Ağa olarak da bilinmektedir.
Osman Ağa, I. Ahmed döneminin Babüssaade Ağası’dır. Osman Ağa, konumu gereği, Saray’ın en yüksek görevlilerindendi. Sultan camiye ya da sefere gittiğinde yanından hiç ayrılmazdı.
Osman Ağa Camii, 1612 tarihinde yapılmıştır. Mimarı ise belli değildir. Camiinin yerinde daha önce, Fatih Sultan Mehmet döneminden kalma Kadı Mehmed Efendi Mescidi bulunmaktaydı. Osman Ağa Camii yapılırken bu mescidin akıbetine ilişkin günümüze kadar ulaşan yazılı bir bilgi yoktur. Cami, 19. yüzyılda çıkan bir yangında da önemli bir hasara uğramıştır.
Caminin kubbesi bulunmamaktadır. Küçük, tek şerefeli bir minaresi vardır. Giriş kapısı üzerindeki kitabesi de silinmiştir. Duvar da yerden tavana kadar çini kaplıdır. Çiniler ise Kütahya çinileridir. Camiinin minberi ve vaiz kürsüsü ahşaptır. Ayrıca avlusunda 1880 yılında dikilen bir çınar ağacı da bulunmaktadır.
Adres: Osmanağa Mah. Söğütlü Çeşme Cad. 34714 Kadıköy
Kethuda Camii
Kadıköy’ün en eski camii olarak düşünülen Kethuda Camii’nin, yaklaşık olarak 450 yıl önce ve muhtemelen Kanuni Sultan Süleyman döneminde yapılmış olduğu bilinmektedir. Üzerinde herhangi bir tarih yoktur. Ancak camin yerinde bir tekke ve bir mescid olduğu; Beyazıt Kethudası Mustafa Ağa tarafından tahmini olarak 1550 yılında yapıldığı bilinmektedir. Kahya manasına gelen kethuda, bu caminin padişahın kahyasına ait olduğunu kanıtlamaktadır. Cami; 1952 yılında tamir edilmiş, 1989 yılında yapılan restorasyondan sonra da minare yapılmıştır. Kethuda Cami, Kadıköy Tarihi Çarşısı’nda yer almaktadır.
Adres: Caferağa Mah. 34710 Kadıköy
Sultan Mustafa Camii
Bu cami; 17 yıl Padişahlık yapmış olan 3. Mustafa tarafından, 1760 yılında inşa ettirilmiştir. İskele Camii olarak da anılmaktadır.
1858 yılında yanması sebebiyle, dönemin Padişahı Sultan Abdülmecit tarafından, kagir olarak yeniden inşa ettirilmiştir.
Hattat olan bu padişah tarafından, günümüzde camide mevcut olan Lafzai Celal, İsmi Nebi, Çihar-ı Yarı-ı Güzin (ilk dört büyük halife) ve Kelime-i Tevhit levhaları bizzat yazılarak hediye edilmiştir. Cami kapısı üzerinde bulunan tuğra (Abdülmecit bin Mahmut Han el muzaffet daima) bu padişaha aittir. Kitabe, şair Saffet tarafından tertip edilmiştir. Dönemin ünlü hattatlarından Yeserizade Mustafa İzzet Efendi tarafından da talik hat ile yazılmıştır.
Adres: Caferağa Mah. 34710 Kadıköy
Üsküdar Mihrimah Sultan Camii
Mihrimah Camii, veya İskele Camii, İstanbul’un Üsküdar ilçesinde meydanda bulunan Mimar Sinan’ın Kanuni Sultan Süleyman’ın Hürrem Sultan’dan olan kızı Mihrimah Sultan için yaptığı camidir. Sinan’ın erken dönem eserlerindendir. Kubbesi üç yanından yarım kubbelerle desteklenmiştir, ama ön cephede yarım kubbe yoktur. Nisan ve Mayıs aylarında Bayezid yangın kulesinden veya o bölgedeki yüksek bir noktadan İskele Camii’sine doğru bakıldığında; sabah gündoğumunda İskele Camii’nin iki minaresi arasından güneşin doğuşu ve akşam gün batımında ise (Hicrî takvime göre her ayın 14’ünde) ayın doğuşu izlenebilmektedir.
Aynı kuleden batı ufkuna Edirnekapı istikâmetine doğru bakılır ise; Mihr-î Mah Sultan Edirnekapı Külliyesi’nde de, sabah ayın akşam da güneşin batışı izlenebilmektedir.
Mihr-î Mah Güneş ve Ay manasına gelmektedir.
Adres: Mimarsinan Mah. 34664 Üsküdar
İskender Paşa Camii
İskender Paşa Camii, Beykoz ilçesinde, Kanlıca İskelesi’nin önündeki küçük meydanda bulunmaktadır. I. Süleyman (Kanuni) ve II. Selim dönemlerinin devletin ileri gelenlerinden, “Magosa Fatihi” olarak tanınan Gazi İskender Paşa (ö. 1570) tarafından yaptırılmıştır. Kanlıca Camii olarak da bilinir. İskender Paşa’nın 967/1559 tarihli vakfiyesi ile belirtilen bu mescidi, Mimar Sinan’ ın tezkirelerinde “Kanlıca’ da merhum İskender Paşa” ve “Camii İskender Paşa der Kanlıca” şeklinde kayıtlıdır. Caminin harim kapısı üzerindeki kitabede görülen 967/1559-60 tarihi külliyenin tamamlanma tarihi olarak kabul edilebilir.
Yapıların tasarımı Mimar Sinan’a aittir. Cami, Mimar Sinan’ın çatılı camiler grubuna girmektedir. Her ikisi de enine dikdörtgen planlı, bir harim ile ahşap duvarlarla kuşatılmış bir son cemaat yerinden meydana gelir. İki sıra tuğla hatıllı moloz taşla örülmüş duvarları ile kargir bir yapıdır.
Adres: Kanlıca Mahallesi, 34810 Beykoz
Atik Valide Camii
Atik Valide Camii, Mimar Sinan’ın son eseridir. Üsküdar’daki Atik Valide Camii, 2. Selim ’in eşi, 3. Murat ’ın annesi Nurbanu Valide Sultan tarafından Mimar Sinan’a yaptırılmış. Külliye, merkezinde cami ve medrese olmak üzere, 1570 – 1579 yılları arasında inşa edilmiştir.
Külliyenin diğer öğeleri gibi cami de mimar başı tarafından tasarlanmış. Ancak ilerleyen yıllarda farklı ellerin dokunuşu nedeniyle oldukça değişmiş. Mimar Sinan’ın birinci aşama olarak kabul edilen 1571 – 1579 yılları arasında altıgen planlı inşa ettiği cami bugün gördüğünüz Atik Valide Camii’nin tam ortasında kalmış. 1582 – 158 yıllarına denk gelen 2. Aşamada ise caminin harim ( ana mekan ) bölümü yanlara doğru ikişer kubbe genişletilmiş. 2. Mahmut döneminde hünkar kasrı ve mahfilinin eklenmesi, pencerelerde değişiklik yapılması ise üçüncü aşama olarak kabul ediliyor.
Adres: Valide-i Atik Mah. 34660 Üsküdar
Valide-i Cedid Camii
Mimarı, Sinan’ın öğrencisi Kayserili Mehmet Ağadır. Üsküdar’daki Valide-i Cedid Camii, Osmanlı İmparatorluğunun 19. Padişahı 4. Avcı Mehmet’in hanımı 23. Padişah 3.Ahmet’in annesi Gülnüş Emetullah hanım tarafından yaptırılmıştır. Cami inşaatı 1708 yılında başlanmış. Üsküdar’ın en güzel mimari özelliğini taşıyan mabetlerindendir. Lale devri üslubunun ilk örneklerindendir. Mabedin dış avlusuna 5 kapıdan girilir. Avlunun kıble kapısından girince solda saçak altında 33 abdest musluğunun sıralandığını görüyoruz. Avlu duvarları 1955-1960 yılları arasında büyük tamir görmüştür. Avlu zemini toprak iken betona çevrilmiştir. Avluda bolca miktarda çınar ve kestane ağaçları vardır. Mabedin kıble istikametinde bir de haziresi mevcuttur. Bu güzel sanat eserinin sebili, çeşmesi, muvakkithanesi, imaret, sıbyan mektebi ve diğer müştemilatı bulunmaktadır. Mabette 2 minare ve her minarede 2’şer şerefe bulunmaktadır.
Adres: Selman-ı Pak Caddesi. Sultantepe Mahallesi. Üsküdar
Ahmediye Camii
Ahmediye Camii, 1722 yılında Eminzade Hacı Ahmed Ağa tarafından inşa ettirilmiş ve ibadete açılmıştır. 18. yüzyıl Türk yapı sanatının en güzel örneklerinden biri olan caminin her iki yola açılan avlu kapıları bulunmaktadır. Arazinin meylinden dolayı sokak tarafındaki kesme taş ve kitabesiz kapısından merdivenle avluya çıkılmaktadır. Külliyede ayrıca bir medrese, bir kütüphane, bir sebil ve iki de çeşme bulunmaktadır. Gündoğumu Caddesi’ne açılan istalaktitli enlice bir korniş altında büyük bir kitabe vardır. Onun altında yer alan, etrafı kabartma çiçek nakışlı ve kenarı dantel kemerli mermer kapı ise başlı başına bir sanat eseridir.
Adres: Ahmediye Mh. 34672 Üsküdar
There are no comments at the moment, do you want to add one?
Write a comment