Emirgan ’da bir gün

Yaz aylarının bir Pazar sabahın ilk saatlerindesiniz ve ne yapacağınıza karar vermediyseniz, sizin için bir rota düzenledik, hem keyif hem eğlence, hem kültür, hem dinlenme gününüz olsun diye sizleri Emirgan’a davet ediyoruz.
İlk önce Emirgan sahilinde bir kaç adım atarak o boğazın ihtişamlı ve huzur dolu manzarasını izleyerek denizin kokusunu içinize çekin, yenilenin. Ufak adımlarla Sütiş restoranına doğru adımlar atın, orada size özel nefis bir kahvaltı hazırlanacak, yemeğinizin üstüne lezzetli tatlılar sizleri bekliyor olacak. Deniz manzaralı bu Pazar kahvaltısı bütün stresinizi atmaya neden olacak, rahatlayıp enerji dolu olacaksınız. Bu enerjiyi biraz kültürle ve sanatla dağıtmaya ne derseniz? Deniz kenarından ayrılmadan, Sakıp Sabancı müzesine doğru adımlarınızı yönlendirdiniz. Ailenizle olsun, arkadaşlarınızla olsun bu müze keyifli zamanlar geçirmenizi sağlayacaktır. 2002 senesinde açılan Sakıp Sabancı Müzesi’nde Kitap Sanatları ve önemli Hat Koleksiyonu’nu sergilenmektedir. Bahçesi ayrı bir güzeldir, tropikal ağaç ve bitkileri ve de mis kokulu çiçekleriyle, sizleri şaşırtacaktır.
Müze gezildi hemen gidelim demeyin sakın müzenin kafesinde mutlaka bir keyif kahvesi için deriz, o eşsiz bahçesiyle ve boğaz manzarasıyla huzur dolu anlarınızı kaçırmayın. Enerjinizin hala tükenmediğini bizde biliyoruz, o yüzden yolumuza Emirgan sahilini süsleyen tacı olan Emirgan korusuna doğru yürüyün, güzel manzaralı bu koru aslında baharın ilk aylarında daha çok şenlenir, çünkü lale festivalin olduğu o dönemde dünyanın en güzel lalelerini görebilirsiniz. Lale festivalini kaçırdım diye üzülmeyin, lale müzesi korunun içinde saklıdır onu gezebilirsiniz. Bunun dışında renk renk olan güzel köşklerini ziyaret etmeyi unutmayın son olarak Sarı köşkün kafesinde oturun ve buz gibi ev yapımı limonatanızı içmeye unutmayın. Bu günün sonuna böylece ulaşabildik. Umarız gerçekten keyifli vakitler geçirmeniz, bizlere yazıp gününüzü bizimle paylaşabilirsiniz.